Çalışma şeklinizi değiştirmede en büyük engeliniz nedir?*

Değişim için aslında birçok engel vardır. Görünüşe göre, değişime direnişin öne çıkan bir nedeni de yoktur. Öyle ki bu bazen, rutini arzulamamız veya diğerlerinin değişmeyi arzu etmemesi olabilir. Değişime direnişin nedeni ne olursa olsun, onu tanımlamalı, ona bir isim vermeli ve değişmemenin maliyeti ile engelin kıymetini karşılaştırmalısınız. Çoğu kere bu hesaplamayı yapmayız ve bu tembelliğin kötü sonuçlar doğurmasına neden oluruz. Değişimi seven ve arzulayan %30’unuz çevrenizdeki benzer durumda olanlara yardımcı olmalısınız. Rutin ataletin veya korkunun üstesinden gelme tekniğinizi onlarla paylaşmalısınız. Onları değişime zorlamamalısınız, onlara değişim için önderlik etmelisiniz.

Ayrıca değişim arzunuzun, sizi “sırf değişim için değişmeye” zorlamadığına emin olmalısınız. Bazılarımız değişimi çok fazla severiz ve gerekli olmayan değişiklikler yaparız. Bunun sizin için %30’luk bir risk oluşturduğunu anlamalısınız. Ayrıca bu arzu, birlikte çalıştığınız kişiler için de %70 düzeyinde bir karmaşa yaratır. 

Aşağıda değişimin önündeki engellere ilişkin yapılan bir araştırmanın sonuçları verilmiştir. Kendinize göre, bunları siz de değerlendiriniz. Ve unutmayınız: Güneşin altında yeni bir şey yok! (nihil novum sub sole)

*Yazı smartbrief.com platformundan tedarik edilmiş ve tarafımdan Türkçe çevirisi yapılmıştır. Çıkar çatışması durumunda kaldırılması talep edilebilir.

**Görsel, fortune.com isimli platformdan tedarik edilmiştir.

Krizlerde CEO’ların Öğreneceği 7 Önemli Ders*

Thomas A. Lawson 4 Mayıs 2020

Çeviri: Oktay Koç

Şirketlerin bugün yaptığı şeyler, varlıklarını tehdit edecek bir sonraki doğal afette dayanıklılıklarını artıracak veya kıracak.
Covid-19 pandemisi, her ne kadar yıkıcı olsa da sadece enfeksiyon üreten hastalıklarda değil, ama aynı zamanda siber saldırıları, su baskınlarını, yangınları, fırtınaları, depremleri, ekonomik çalkantıları ve iklim değişikliğini içeren daha kapsamlı başkaca şoklarda da sürpriz bir şekilde şirketin dayanıklılığını artırabilecek yararlı bir kaldıraç olabilir.

Ölümcül korona virüsü de risk yönetimi ve sürdürülebilirliğin planlanmasında CEO’lar için değerli dersler içermektedir. Bunlardan 7’sini paylaşayım:
1- Tedarik zincirine odaklanın: Şahit olduğumuz üzere beklenmeyen olaylar, geniş coğrafi alanlara yayılan operasyonları bitirebilir. Destekleri, alternatif tedarikçileri veya büyük envanterleri olup olmadığına bakılmaksızın B planı olmayan işletmeleri devasa sorunlarla başbaşa bırakabilir. Bu durumda coğrafi esnekliği dikkate alarak destek hizmetlerinizi nereye kurmanız gerektiğine, genişbir tedarik zincirini nerede oluşturmanız gerektiğine ve piyasayı nerede beslemeniz gerektiğine karar verin.

2- Riski ölçün. İş dünyası için risk değerleme, bir bilim dalıdır. Değerlendirme; bütün operasyonlarınızı gözden geçirmeyi, kârı hangi fonksiyon ve yeteneklerinizin daha fazla destekleyeceğini, her birine dönük tehditlerin analiz edilmesini ve en göze çarpan kırılganlıklarınızın desteklenmesini içerir. Bu nedenle önleme faaliyetlerine, en kısa zaman ve en uygun yerde hemen yatırım yapın.
3- Kapanmalar için plan yapın. Kalkış ve inişler havacılıkta en riskli faaliyetlerdir. Kapanış ve yeniden açışlar da işletmeler için aynı derecede risklidir. Kapanmalarla ilgili detaylı planlamada, CEO’lar her ne kadar az hata yapsalar da bu açıdan en büyük ve potansiyel olarak en maliyetli tehlike, felaketin belirtilerinin ortaya çıkmasına karşın, faaliyetleri durdurmak için çok fazla beklemede kalmaktır. Bu anlamda kapanmalar için bir karar ağacınızın olduğundan ve kayıp önleme kültürüne sahip olduğunuzdan emin olun.
4- Boş ve işsiz kalan varlıklarınızı takip etmeye devam edin. Herkesin evden çalıştığı bir dönemde, iş yerlerinizin bulunduğu bütün bölgelerdeki takım üyelerinizin suça, yangın veya varlıklarınıza zarar verebilecek diğer faaliyetlere karşı günlük görevlerini yerine getirdiklerinden emin olun. Bu varlıklarınızda, yangın alarmlarının aktive edildiğinden emin olun. Bu dönem aynı zamanda vadesi geçmiş bakım faaliyetleri için de önemli bir fırsat sağlar. Bunların yapılmasını sağlayın.
5- Yeniden başlamaya dikkatlice hazırlanın. Normal operasyonları yeniden başlatırken ciddi risklerin de olabileceğini bilin. Birçok yeniden başlamada, başka kapanmalara neden olabilecek sorunlar tetiklenebilmektedir. En klasiği, bakım ekipmanlarının borularda, tekne ve makinelerde bırakılması veya incelendikten sonra uygun olmayacak şekilde yeniden birleştirilmeleridir. Bunlara dikkat edin. Ayrıca pandemiden sonra aynı personel miktarı ile işe başlama nadir olacaksa da sosyal mesafeyi gözden kaçırmamaya özen göstermelidir. Tedarikçilerin ve sizin kendi envanterinizin de başlamaya hazır olduğundan emin olun.
6- Biçimselleştirin ve icra edin. Bütün bu faaliyetler; acil duruma verilecek yanıta ilişkin zaman prosedürlerini, boşaltma, işletmenin toparlanması, IT’nin toparlanması, kriz iletişimi ve tedarik zinciri gibi hususları içeren dikkatlice yapılmış nitelikli bir işletme sürdürülebilirliği planını gerektirir. Planınızın işletmenin tamamını ve operasyonlarını kapsadığından emin olun. Genelde işletmeler, büyük bölümler için bu planları yaparlar ve kriz esnasında koordinasyonu sağlayamazlar. İşletmenizdeki risk takımının bütün bu faaliyetleri yaptığından emin olun.
7- İşletme için bir sürdürülebilirlik takımı oluşturun. Bu takımın üyelerinin sürdürülebilirlik planından haberdar olduğundan ve siber saldırı, yangın, doğal afetler gibi birkaç senaryo üzerinde çalıştıklarından emin olun. Operasyonlar yeniden başladığında, planı masa üstünde de olsa test etmelerini ve fırsat bulduğunda tatbikat yapmalarını sağlayın. Ayrıca planı test ettikten sonra elde edeceğiniz çıktılar kapsamında iyileştirmeler yapın. Ve plandaki kendi rolünüze çalışmayı unutmayın.

Elbette bu pandemi, herkese dışsal bir şok yaşatmıştır. Ancak aynı zamanda o, size örgütünüzü gelecek bir başka krize karşı hazırlamak için birtakım kıymetli dersler de öğretmiştir. Bunları gözlemleyin, bunlardan öğrenin ve yapabileceğiniz en dayanıklı işletmeyi böylece oluşturun.

*Orijinal metin smartbrief.com platformundan tedarik edilmiştir.

**Kullanılan görsel adage.com isimli web sitesinden tedarik edilmişir. Her ikisinde de çıkar çatışması olması halinde, kaldırılmaları talep edilebilir.

COVID-19 Süresince Etkin Liderlik Sergileyen ABD Valilerinden Dersler*

28 Nisan 2020 S. Chris Edmonds

Çeviri: Oktay Koç


Amerika’da bazı valilerin inanılmaz derecede iyi liderlik sergilediklerine şahit oluyoruz. Yine, bir kriz esnasında asla neyin yapılmaması gerektiğine dair örnekleri de görüyoruz. Peki bu göze çarpan örnekler, her şeyin kötüye gittiği dönemlerde, liderlerin ne yapması gerektiği hakkında bize ne öğretir?

  1. Gerçek Soğuk, sert ve saf gerçeği söyleyin. Örgütünüzün ne durumdaolduğu, işlerin ne kadar kötüye gidebileceği ve bunun çalışanlarınızın geleceği açısından ne anlama geldiği gibi konularda şeffaf olun. İnsanları kandırmayın. Olan şeyleri gizlemeyin. Haberler ne kadar kötü olursa olsun, durumu (diğerlerine) doğruca aktarın. İnsanlara bu saygıyı gösterirseniz, onlar da kendileri ve ailelerine dair makul kararlar alabilirler. (Böyle yapmakla) uzun vadede onların saygılarını kazanırsınız.
  2. Samimiyet Bu krizle (Covid-19) ilgili herhangi bir şey, şimdiye değin bildiklerimize benzememektedir ve bir lider olarak siz de aynı şekilde (kendi geçmişinizde olmadığınız gibi) olmak durumundasınız. Bir insan olduğunuzu gösterin. Sektör dilini ve (formal) yazışmaları terk edin. İnsanlarla gönülden konuşun. Nerede olursa olsunlar, insanlarla bir şekilde biraraya gelin (fiziki olmak zorunda değil). İlham etmek ve işleri kolaylaştırmak istiyorsanız, insanların yerine kendinizi koyun.
  3. Yerindelik Pandemiden sonra işletmenizin ayakta kalıp kalmayacağından bağımsız olarak insanlar sizin bu süreçte (ve şu an) kendilerine ne kadar iyi davrandığınızı (veya davranmadığınızı) hatırlayacaktır. Doğru şeyi, zayıf bir liderlikle yapmanın size bir maliyeti olacaktır. Çalışanlarınız ve diğer paydaşlarınız, pandemi süresince verdiğiniz ilk tepkiye göre sizi değerlendireceklerdir. (Bu süreçte) Sizin kendileriyle alakalı olanları da içeren ilk tepkilerinizin, aslında inanmakta olduğunuz değerleri yansıttığını sezgisel olarak kavrarlar. Yapabileceğiniz en kısa zamanda ya bir talimat ya da bir mesaj yayımlayın. Bunu çalışanlarınızın duymasına, görmesine ve onu değerlendirmelerine yardımcı olun. Bunun için zamanınız yoksa, zaman yaratın. Tepkileriniz, yerinde ve zamanında olmalı ve böylece insanların, iyi bir liderlik sergileyerek tam zamanında harekete geçtiğinize olan inançlarını güçlendirmelisiniz.
  • İçerik smartbrief.com platformundan tedarik edilmiştir. Çıkar çatışması olması durumunda kaldırılması talep edilebilir.
  • Görsel forbes.com sitesinden alınmıştır.